KUMAR ÂFETİ
Bilim adamlarının kumarbazlar üzerinde yaptıkları araştırmalar, “noradrenalin” hormonunun kumarbazlarda noksan seviyede bulunduğunu göstermiştir. Bu hormon, heyecan hallerinde artarak kalp atışlarını hızlandırır. Heyecan hâli geçtikten sonra hormon normal seviyeye iner ve kalp atışları da normalleşir. Kumar heyecanıyla artan bu hormon, kumar heyecanından sonra düşmeye başlar, fakat normal seviyede kalmaz, bu seviyenin altına düşer. İşte “noradrenalin” hormonunun kumarbazlarda noksan seviyede bulunması, kumar bağımlılığının biyolojik sebebidir. Bu sebepten kumarbaz, kumar oynamadan duramaz. Bütün varlığını kumarda kaybeden kumar oynamak için istediği parayı bulmak uğruna ahlâkî veya âdî suçlar işlemekten kendini alamaz. Sonunda bunalıma girer, intihar eder. Bu sebepten kumarın girdiği ailelerin yıkılması düşünülemez.

BAĞIMLILIĞIN TEDAVİSİ
Sigara bağımlısı, sigarayı kendi iradesi ile bırakamıyorsa, sigara da dâhil, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığının klinik tedavisi esastır. Tedavi esnasında ve tedaviden sonra bağımlıya bütün aile fertleri tarafından tam bir ilgi, sevgi ve şefkat gösterilmeli ve hangi nedenle olursa olsun, hiçbir zaman bağımlılık ortamına girmemesine dikkat etmelidir.
ÖNEMLİ BİR KONU: KOLALI İÇECEKLER VE YABANCI SİGARALAR
Dünya gençliğini kitle halinde bağımlı yapan, Coca ve Cola bitkilerinden elde edilen kolalı içeceklerde kullanılan, kokaindir. İnsanlar her gün bunları içmek suretiyle zehirlenmektedirler. Kokainin kolalı içeceklerde olduğunu gizlemek için bunun yerine meyan kökü kullanıldığı ileri sürülmüştür. Bu beyanlar tamamen asılsız olup, kamuoyunu yanıltmak için yapılmaktadır. Meyan kökü hiçbir surette kolalı içecekler gibi zehirli içkilerin içerisine girmez. Çünkü, meyan kökü, bağımlılık yapmaz. Bağımlılık yapmayan bir içecek, bağımlılık yapan kadar satılmaz. Bu nedenle kolalı içecekleri üreten yabancı şirketler, bu içeceklere bağımlılık yapan üç maddeden en az birini (kokain, kafein, alkol) karıştırmaktadırlar. İçinde türlü uyuşturucular taşıyan ve bağımlılık yapan kolalı içecekler, ilkokul çağından itibaren çocuklara narkotik iptilânın kapısını açmaktadır.
Ayrıca, Tekel fiyatının altında kaçak satılan yabancı sigaralar bilhassa ortaokullarda sigara içen çocuklarımız için en tehlikeli uyuşturucu tuzaklarıdır. Arşivimizde bulunan, dergimizde ve raporlarımızda yer alan belge ve bilgilere göre kolalı içeceklerde; Kola nebatından çıkarılan kokain esansı, Kola yapraklarından elde edilen kafein esansı, ve bunların ekstre halinde gelmesinde kullanılan alkol gibi bağımlılık yapan uyuşturucu türü maddeler yanında, ürüne bilinen rengini veren ve zararlı bir madde olduğu bildirilen karamelize (yanmış) şeker mevcuttur.

Evet, karışımında bulunan uyuşturucu türü maddelerle bağımlılık yaptığı kesin olan. Kezâ ilkokul ve daha küçük yaşlardaki çocuklarımızı beyazlara kanalize etmede önemli bir basamak, hattâ tuzak diyebileceğimiz kolalı içecekler, cikletler v.b maddeler üzerinde, gerek Devlet olarak, gerek toplum olarak ciddiyetle durmak mecburiyetindeyiz. Ve bu konularda insanlık, büyük bir tehdit altındadır.
ZARARLI ALIŞKANLIKLARIN SEBEPLERİ
Cehâlet, tembellik, bencillik, bilgisizlik, kötü arkadaş, grup baskısı, aşağılık kompleksi, kötüleri merak etme, kötülere özenme, kötüleri taklit etme, birahane, diskotek ve müstehcen eğlence yerleri, millî kültürden uzaklaşma, ahlâkî değerlerin zayıflaması, uyuşturucu kültürünün benimsenmesi, dış güçlerin ajan ve mafya faaliyeti, sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum kalma, işsizlik, uyuşturucu madde karışımı ilâçların kullanılması, uyuşturucu karıştırılmış yiyecek ve içecekler, çıkartmalar, içki ve sigara ile bunların kullanıldığı tanışma, kutlama ve eğlence partileri, zamanın değerlendirilmemesi, başarısızlık ve mutsuzluk, stres, aşırı lüks ve eğlence hırsı, israf, “Bir defa denemekle bir şey olmaz” ve benzeri tuzak sözler, gayesizlik, ümitsizlik, intibaksızlık, geçimsizlik, şiddet, yalnızlık hissi, kendini kabul ettirme duygusu, iletişimsizlik, ekran bağımlılığı, kumara yol açan ortamlar ve oyunlar.
KORUNMA YOLU
Bütün insanlar, özellikle çocuklar ve gençler, sevgiye, ilgiye ve şefkate muhtaçtır. İnsan, doğumundan ölümüne kadar eğitime muhtaç bir varlıktır. O, nasıl bir çevrede yetişirse, ona göre bir eğitim alır ve yönlendirilir. Aile, okul, arkadaş ve iş çevreleri ile medya, insanı, özellikle çocukları ve gençleri yönlendiren ve eğitiminde rol oynayan çevrelerdir. İnsan, her zaman çevresinde iyi örnekler görmeye, bunlarla teşvik edilmeye, kötü örneklerden ise uzak tutularak korunmaya muhtaçtır. Çocuğa çevre şartlarını o şekilde hazırlamalıdır ki, onun davranışı karşısında ona söyleyeceğimiz söz; “Sakın yapma” yerine, “Aferin!” olsun. O, çevresinden ne kadar müspet mesajlar alırsa, şahsiyeti o kadar müspet olarak gelişip teşekkül eder. Sokak çocuklarının hepsinin sokak çocuğu oluşlarının, tiner ve bally koklamalarının nedeni, suçlu çocukların tamamına yakınının suç işlemelerinin sebebi, yetişkin suçluların büyük çoğunluğunun suçlu olmalarının nedeni, çocukluk ve gençlik yıllarında sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum kalmaları ve bozuk kişiler ve bozuk çevreler tarafından yönlendirilmeleridir. Çocukların ve gençlerin zararlı alışkanlıklardan korunmaları için sevgiden, ilgiden ve şefkatten mahrum kalmamaları ve müspet kişilik sahibi olmaları gerekir. Ailenin, okulun, iş çevrelerinin ve medyanın görevi, insanlara yapıcı mesajlar vererek, onların müspet kişilik sahibi olarak yönlendirilmesini ve eğitilmesini sağlamak, Devletin görevi de bu eğitimi mümkün kılmak ve denetlemektir. Bütün çevrelerin ve devletin bir görevi de genel ahlâkı korumaktır. Çünkü, genel ahlâk, kişilerin ruh ve beden sağlığının ve toplum huzurunun korunmasında son derece önemli rol oynamaktadır. Başarılı ve mutlu olması için her insanın özsaygıya, özgüvene ve özdisipline ihtiyacı vardır.
GENEL AHLÂK
Toplumu ayakta tutan ahlâkî değerlerin hepsine “genel ahlâk” diyoruz. Genel ahlâk; bilim, basın, sanat, siyâset, ticaret ve meslek ahlâkı ile cinsel ahlâktan meydana gelir. Müspet kişilik özellikleri ile genel ahlâk arasında çok yakın bir münâsebet vardır. Toplum huzurunu bozan fiiller ve yayınlar, genel ahlâkın bozulmasına neden olur. Aynı şekilde genel ahlâkın zayıflaması da toplum huzurunu bozmaktadır. Her bilginin herkese verilmesi genel ahlâka aykırıdır. Çünkü, yersiz, zamansız ve sorumsuz yapılan yayınlar zararlı olur. Buna bir örnek vermek gerekirse; Batılı ülkelerde okullarda ve medyada, bizde de medyada herkese verilen cinsellik bilgileri çok zararlı olmuş, cinsel ahlâk zayıflayarak fuhuş ve eşcinsellik yaygın hâle gelmiş, AIDS felâketi insanlığı tehdit eder olmuştur. Halbuki, bu bilgiler herkese verilmeyip, yalnız yetkili sağlık kuruluşları tarafından ilgililere verilmiş olsaydı, insanlık, AIDS felâketi ile karşı karşıya kalmazdı. İnsanlar, özellikle çocuklar ve gençler, gördüklerini taklit eder, öğrendiklerini yaparlar. Bu sebepten, genel ahlâkın korunabilmesi için bütün fiillerin ve yayınların genel ahlâka uygun olması gerekir. Bunun için genel ahlâkı meydana getiren bütün ahlâkî değerlerin caydırıcı hukûkî yaptırımlarla korunmasına ihtiyaç vardır. Her devlet bunu sağlamaya çalışmaktadır.
MERAK, ÖZENTİ VE TAKLİT
İnsanların mutlu ya da mutsuz olmalarında büyük rol oynayan üç duygu: MERAK, ÖZENTİ ve TAKLİT’tir. Bu duygular yapıcı yönde, yani ahlâkî değerlere uygun olarak kullanılırsa, insanlar başarılı ve mutlu; menfî istikamette, yani ahlâkî değerlere aykırı olarak yönlendirilirse başarısız ve mutsuz olurlar. Merak, özenti ve taklit duygularının genel ahlâka aykırı olarak yönlendirilmesi, zararlı alışkanlıklardan kaynaklanmaktadır. O halde, insanın yönlendirilmesinde rol alan bütün çevrelerin bu duyguları her zaman ahlâkî değerlere uygun olarak kullanmaları, fakat hiçbir zaman ahlâkî değerlere aykırı kullanmamaları gerekir. Merak, özenti ve taklit duygularının genel ahlâka uygun olarak kullanılması, hem ahlâkî değerlerin korunmasını, hem de insanın başarılı ve mutlu olmasını sağlayacaktır. Çünkü o, gördüklerini taklit eder, öğrendiklerini yapar.
posof-8b.tr.gg